Seni Neden Sevdiğimiz
Gözlerinden Yaradan
bakar, yeniden başlar yaradılış. Gözler, yaratır. O yüzden yürüdüğümüz çorak
topraktaki canı hisseder ayaklarımız, o yüzden mavidir fincanlar, o yüzden
dalgalar ne yutar, ne kıyıya atar, yalnızca gezdirir ve anlatır. Oysa bazen ne
kadar reddedersin bir daha var edilme fırsatını. Kafanda sevgiyle ilgili
hikayelerin, ticaretlerin, vesveselerinle. Biri beni neden sevsin, biri beni
neden sevsin? Kendini öve öve bitiremezsin, fakat biri sende bir güzellik görse, şüphe
edersin. Benden ne bekliyor?
Sevmenin sevmemekten
daha tabii, daha kolay bir yol olduğunu anlamadan. Çünkü insanın hamuru iyidir.
İnsanın hamuru iyidir. Sevmemek sonradan edinilir.
Senin bir dışın
ve senin içlerin vardır. İçindeki dünyaları görmek ne güzeldir, kat kat soyulunca
çıkan kabukların bile ne güzeldir bilsen. Senin kabuklarından bile bir şeyler
yapılır bir bilsen. Hadi bunu bilmesen de Rabbin de sever her çıkan katmanı,
sen gözeye doğru ilerledikçe kendi toprağında, bunu bilsen. Kendini dağ gibi
göstermeden, göğsünü kabartmadan, sen sadece olsan. Oluşun zaten bir olduruştur,
bir bilsen.
Seni sana ve bize
hediye etmiş ve seni yaşam çarkında izlemek, acılarından nasıl güzel çiçekler
açıyorsun, bunun o sessiz görkemine şahitlik etsen.
Sadece sevgi
olman. O kadar özlüyor ki kainat bu halini. Sadece bir kalp olmanı, sakin
olmanı. Üstüne yapıştırdığın isimlerin, bilgilerin, gelişmelerin, üretimlerin, gösterilerin,
bunlar göze, kulağa, kalbe bazen eziyet. Ahengin ipini sen icat etmedin, bir bıraksan.
Zaten bu renkler birbirine yakışıyordu, hatırlasan.
Toprağa, ağaca el
sürerken, bir hayvanla göz göze gelip aynı sevgiden olduğunuzu hatırlayınca. Denize
daldığın andaki o doygun sessizlikte. Ne kadar sade, ne kadar kelimesiz, ne kadar
dingince kendin olduğun anlarda. Yapmadan duramadığın o iyilikte, sevmeden duramadığın
o insanda, ince ince kesip kızarttığın kabakta, tulum peynirini salatana iştahla
serpmende, yaşıyorum ben, deyip derin bir nefesle varlığı gözeneklerinde hissettiğinde,
ben şimdi ne yapacağım dedikten hemen sonra, bir yol gösterilir diye içinin
fırtınasını dindiren bir sözle kalbini yatıştırdığın, başka kalpleri bile
yatıştırmaya gücünün yettiği çünkü sevgiyle emin olduğun anlarda, keşke kendini
benim, bizim gözlerimizle görsen.
Sevildiğinin
önünde iliklesen bir kere de ceketini. Teslim olunacak tek hakikat budur desen.
Anlasan bu anlayışını sevginle, cesaretinle dünyaya bir örtü gibi yaymanın nuru
tamamlayan zerrelerden bir zerre fakat ne kadar değerli olduğunu…
Yorumlar
Yorum Gönder