Tanrım Kötü Kullarını Sen Affetsen Ben de Affederim
Ah be ah. Af mı demeliyim yoksa? O kadar olasılık, onca manzara, hayretler içinde, renklerin içinde, nurların içinde sende de bir kahhar sende de bir rahman varmış. İkisinden birini seçip rahat etmişsin onca yıl. Ederim sanmışsın. Oysa onları halleştirecekmişsin. Onların ikisiyle de konuşacakmışsın. Ah ki ne ah. Affettin mi kendini güzelim? Gel affet. Çünkü büyük ihtimalle senin kalbin bir kederle ilk cız edip de gözlerin dolduğunda zaten Rabbin affetmişti. Sen taktın boynuna bir boyunduruk. Yok dedin, ille ben kulculuk oynayacağım, ben zavallıcılık oynayacağım. Olsun be. Gel bunu da affedelim. Her şey de senden olmadı, onu da bunu da affediverelim. Bırak bırak bırak. Sen bıraktım sandın ama bak bir yatakla bir kitaplıktan geçememiştin. Yok, açıkta kalırım. Yok, kitaplarım yerlerde sürünür. Hayır, senin Rabbin kitapların da rızkını verendir ama neyse sana kızmayacağım artık. Sen çok çektin ve kendine çok zulmettin ve kendi hakkına çok girdin. Herkesten çok kendi hakkına gird...