Ne Olacak?

 Delinmiş benzin deposunun üzerinde 5 ve 6 numarada gidiyoruz. Sen uyurken kulağında hangi şarkı çalıyor bilmiyorum. Bende Que Vendra çalıyor. Her an patlayabilir deponun üzerinde, “ne olursa olacak, ben yolumu yazıyorum” diyen bir şarkı. Arkamızda yaşlı bir karı koca oturuyor.  Adamın yüzünde her yer birbirine karışmış. Ya bir kaza ya bir hastalık bilmiyorum. Burnu eğilip yana yatmış, üst ve alt dudakları yarık, gözleri o kadar kısık ve şaşı bakıyor ki görebiliyor mu anlaşılmıyor ve ağzındaki tükürüğü tutamıyor. O yüzden ya tükürüğünü fışşt diye içine çekiyor ya da bir peçeteye silmek zorunda kalıyor. Konuşurken sesini ayarlayamayıp bağırarak konuşuyor ve karısı her seferinde şşş sessiz konuş diyor.

İşte bu, gecelerden bir gece. Biz yoldayız. Kaç kişi bugün sevdiğini, bu adam gibi olsa yine de sevmeye devam eder, ben ederdim deyiverdim. Öyledir, deriz. Zamanı gelince öyle yapamayabiliriz ama o günün duygusuyla, özlemiyle böyle büyük severiz. Öyle anlarda en erdemli bizizdir.

Herkes ruh eşini arıyor şu günlerde. Herkes kendi ruhunu çok iyi bildiğini farz ederek. Kendi ruhuyla tanış olmamış insan ruhuna bir eş bulduğunda onu tüm ruhlar içinden nasıl ayırt edecek, onunla nasıl geçinecek bilmiyorum. Hissederim diyorlar. Ve tüm taşlar yerine oturur. Ruh eşimi buldum diyen pek çok insanın aslında neyi bulduğunu size anlatmak istemem, diyemiyorum. Çünkü insanları korkutmak değil müjde vermek istiyorum. Verebileceğim en güzel müjde, sen sahiden ruhunla geçinmeyi bilirsen, ruh eşin geldiğinde bu, bugün geldiği gibi, öyle yeri yerinden oynatacak büyük bir olay gibi gelmeyecek sana. Kendi ruhunun evi var ve orada herkesin misafir olması artık acı bir şey gibi de gelmeyecek. Ve sevebildiğimiz herkesi, yanıbaşımızda, dünyanın bir ucunda veya artık bu dünyada yaşamasa bile sevmeye devam edebildiğimizi de göreceksin.

Durduğumuz yerde adam bana bağırarak, kim geldi? diyor. Ustalar geldi şimdi depoyu tamir edecekler, diyorum. Depo tamir edilemiyor. Edildi sanıyoruz ama sonra tekrar delinmiş. 20 dakikada bir durup mazot almak için benzinliklere giriyoruz. Yollara yakıt sızdıra sızdıra Afyon’a kadar idare ediyoruz. Sonra kocaman bir çorbacı tabelası olan o yerde inip soğukta tuvalete gidip, bagajlarımızın taşınmasını bekleyip başka bir firmanın otobüsüne geçip devam ediyoruz.  

Gitmesin diye yüreğimiz ağzımızda tutunduğumuz herkes ya kalmış ve şu ana birikmiş olsaydı. Bu yola çıkar mıydık, bence çıkmazdık.

Tutunmadım ben de o şarkıya, arkadaki adama, altımızdaki bombaya, sadece vardık, yoldaydık ve ulaşabileceğimizden emin olmadan gidiyorduk. Sen yanımdaydın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnci ve Su

Allah'ın Bahçesinde Bir Çocuksun