İnci ve Su


İyilik çaba ister. O kalple doğar insan ama sonradan içine kaçmış ihaneti, zilleti, kederi silkelemek gerekir ki belirsin.

Çok konuşmaz iyilik. Erdem elbisesini giyip ortada gezmeyince de bir unutmayan olduğunu bilir. Sen bir dua etmiştin. Kabul oldu, o kadar, der gibi, bir mucizede bir el değilmiş gibi.

Diğerinin düştüğü yere bile, incinmesin diye uzun uzun bakmaz, o da bakıp kalmasın diye. İnsanın başına her şey gelir, insan kendi başına her şeyi getirir, anlamıştır, unutmamıştır, bilir.

İyilik, iyiliğini kendiyle bile konuşmaz. Unutkan, yalın ve gizlidir.

İyilik, ekranda görünmez çünkü diğerinin belki en utandığı yanına yapılır.

Hacer gibi koşana, kuma bulanana inciyi ne yapsın, demeden inci, çünkü bilir ki kalp inciyi de sever.

Ama önce su… İnsan suyu da mı bulamaz? demeden.

Borç belletmez ama ilhamdır,

Öğüt vermez ama öğretir.

Meydana çıkıp anlatmak istese anlatamaz mı? Dili yok mu?

O inci olur, su olur.

Bir insana iyi gelen, o insanın göğünde ne rüzgarlar estirir, onun toprağında neleri yeşertir, onun dokunduğu diğer göklere diğer topraklara nasıl bereket getirir, bu dünyada an be an izlemek, anlamak mümkün olmaz ama bir gün belki başka bir dünyada bir perde kurulur ve herkes mutluluk ve şükran gözyaşlarıyla izler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allah'ın Bahçesinde Bir Çocuksun

Ne Olacak?