Ecza



Eski endişelere yeni camekanlar bizim uzaklığımız. Neden gittin diye sormadan önce, nasıl da varlığımız birbirimize fark etmez oldu, nasıl da aynı sokakta yaşadık iki yabancı gibi, ocağımızda pişenler, içimizi döktüğümüz parklar ve ağaçlar nasıl değişti, hakkımızda söylediklerimize ve söylediklerine nasıl inandık, bunları düşünmeli. Uyuyup kaldık, mağaramızın önüne taş yuvarlandı, birimiz içeride kaldı. Yılanın girdiği deliği topuğuyla tıkamaya biri olmadı.

Sonra üzülmedim, sen gelmiştin. Bu bizim seninle başka bir sayfamızdı. Müzeler ve otuz liraya satılan sabunlar da değil, asıl, yağlı pehlivan kollarımızı hayata dolayabilmek, kayıp kayıp düşecek olsa da. Çok güldük yine. Telefonun ucunda kahkahanın tadı süzme yoğurt, koy bez torbaya süz. Ama yüz yüze gülmek başka. Çok güldün sonra baktın gözlerin doldu. Mutluluktan ağlayacağın bir an olsa o an bu olurmuş, böyle dedin. Nasıl da uzakta kalmış, uzakta olmamıştı bu kadar kendim, ben, masumiyet. Korktuğum kadar varmış hayat, yanımda "ben uyuyana kadar uyuma" diyeceğim bir dostum olmadan neler neler neler yaşayarak.

İşte böyle yerlerde biliyorsun midyeler satılıyor dev midyelere dalga sesleri üfleniyor şehrimize dönünce kulağımız denizde olsun, kulağımız olmuş bitmiş güzel şeylerde olsun diye. Aklımızda kahvenin arkasındaki basamaklarda oturan porselen fincanlı garsonlar, olayların perde arkaları, eczanenin floresanı, mavi beyaz bir mazgal gibi şeyler kalacak. Ege miydi, Akdeniz miydi bunlar önemli olmayacak. Akordeon çalacaklar, mavi dondurma karamelli olmayacak, big babollu olacak.

Eğlenmeden de üzülmeden de yaşamak, varoluşun en üst makamı değilmiş diyeceğiz. Varoluşun makamları yok değilmiş ama biz iç içe labirentinden geçtik; masum ve bilge, usanmış ve inanmaz omuzlarla merkeze, oradan da yeniden takdir ve teşekkürlü başlangıca dönüyoruz bak, diyeceğiz. Dönünce de belli ki, ilk baştaki halimize yakın bir şey bulacağız. Ama yol gitmeden olmayacak, anlamadan anlamak mümkün olmayacak. Bitmeyen şeyler de bitmeyecek işte. Olan biten, yılan gibi kendi zehrini alacak; daha sağlam olanı giyinmek için kendi derisini çıkarmış olacak.


Sonra yeniden güleceğiz.

Eski Kitap, Yeni Kitap

Blogdaki yazılardan 2014 yılına kadar olanların toplandığı bir kitabım vardı biliyorsunuz. Bu kitabın yayıneviyle sözleşmesi çoktan bitti. B...