Kızıma



Kara saçlı kocaman saçlı kızım. Saçlarını taratmayan deli kızım. Sen varsan dünyalar var ve renkler hiç bu kadar çılgın olmamıştı, rüzgar hiç böyle ılık ve böyle soğuk ve bu kadar yırtarcasına esmemişti. Geldin geleli dünya alt üst, geldin geleli dünya küçük bir cennet. Elimden kayan bir yıldızı koşup koparıp geri verdin bana. Ellerim yandı ellerim senin küçük ellerini bulunca kocaman oldu. Babasının elinden tutmadan yürüyen cesur kızım. Annesinin iki adım önünden koşan başına buyruk kızım. Seninle biz değişik olacağız değil mi, öyleyiz de... Seninle biz, yarıda kalmış bir şarkıyı tamamlayana kadar baştan çalacağız belki de... Baktık olmayacak sıfırdan yazacağız, ne kadarı mümkünse o kadar sıfırdan.
Seninle biz çimenlerde iki çocuk gibi yan yana uzanıp göğe bakarak yaşayalım sonsuz zamanlarımız var gibi. Seninle hiç bitmez bir bardak çayı içer gibi sakince, muhabbetle ve sessizlikten hiç ama hiç korkmadan yaşayalım deli kızım.
Kocaman saçlarını savurarak tıpkı Merida gibi uçuşarak kaşlarını çatarak kalkıp gittiğinde sen, bana en fazla senin okunu ve yayını eline verip ardından dua etmek düşecek sonra. Senin öfken dinene kadar sarılmak sana. Bana düşen bu.
Gel biz seninle en sevdiğimiz şarkının başladığını duymuşuz da büyülenmişiz gibi yaşayalım, gözlerimiz yarı kapalı yarı açık. 
Seninle biz milyon renkli bir kelebeği bekler gibi sabırla yaşayalım ve bazen nefes bile almadan sabırla hiç kapanmadan ellerimiz, rahatsız etmeden ve incitmeden.
Gel seninle bir deniz kenarında tuz kokusu ve maviden sarhoş olmuş gibi sersemce yaşayalım utanmadan romantikliğimizden. Önümüze gelene çiçek verelim, kitap dağıtalım. Seninle biz aptalca cömert ve özgür olalım. Seninle biz kendimizi kimseye anlatmak ve kanıtlamak gerekmeyen bir kabile bulana kadar binip atlarımıza koşalım. Atlarımızın boynuna sarılalım ağaçların altından geçerken. Yaratılmış herşeyle kardeş olduğumuzu içimizde büyüleyici bir koku gibi duyalım.
Seninle biz yeşilin içinde kaybolalım; ağaç kabuklarına dokunarak yaralansın en fazla ellerimiz, kuş yuvalarına tırmanarak, vahşi hayvanların ayak izlerini sürerek ve vahşi kırmızı orman meyveleri bulunca öyle aç öyle iştahla öyle yabani durup şükredip gözlerimiz dolu dolu yiyelim.
Sen öğrendiğin şiirleri söyle, ben sana aferin yerine kocaman sarılayım hiç bir sarılış eksik kalmasın, hayatında hiç eksik aferin kalmasın, dünyadan yıldız dilenme, dünyada yere düşmüş sevgi var mıdır diye koşup yorulma diye. Öyle bol başla ki hayata, dağıtarak sana verilenleri, hiç bitmez gibi sev, cesurca sev hesap defterleri tutmadan. 
Senin küçük ellerini gördüm göreli şaşkınım, iyi miyim, nasılım? Kocaman açtığın zeytin gözlerin... İstediğin her şeye karşı çaktırmasam da dizlerimin bağı çözüm çözüm. Kızıyorum ama kızamıyorum sana. Sen bana verilen ne varsa dolu dolu almakta öyle haklısın ki. Sen yere inen rahmetten benim üzerimden haberdar olacaksın ve ben ne kadar şefkatliyim bilmiyorum, içimde olan her şeyden sana da vereceğim, elimden gelen her işi yapacağım... İşine yarayacak her şeyi öğretmek var sana ama yapamam. Sen benim konuşan gözlerimle ve yürüyen ayaklarımla öğreneceksin en çok. Ben sana kara tahtanın önünde ve kitaplarla öğretemem ki bundan hiç hoşlanmıyorsun zaten. Sen neredeyse tamam bir güzellikle gönderilmişsin, sana ne katabilirim, en fazla bozmamak için korumaya çalışabilirim...
İçimizi kimseden saklamayalım, ağladık mı ağlayalım olur mu? Geleni yaşayalım kendimizden sakınmayalım. İçimiz güldü mü gülelim. Kalbimizin rüzgarına yelken açıp coşkuyla gidelim. Biraz akıl katarız, biz çok inanırsak mümkün bir şekildir bu değil mi? Sen kendi masalların ve hayallerinle gelirsin tutarsın elimi, kendine hazırladığın o küçük çantalarından hazırlarsın, ben sana pembe bir atkı örerim üşüyünce boynuna dolarsın, bazen kendimize bir çadır kurarız ve belki bisikletlerimize binip çok uzaklara gideriz. Böylesi de mümkündür değil mi? İnsanlar kendilerine yepyeni bir masal yazabilirler değil mi?

15 Ocak 2014

7 yorum:

  1. Sevgili annecafe ÇOK güzel bir yazı yine... En çok da "sen yere inen rahmetten benim üzerimden haberdar olacaksın" cümlesi beni vurdu. Yazıp duvarıma asacağım. Bugünlerde evlatlarıma gereksiz kızmalardan kendimi alıkoymaya çalışırken tam da aradığım spot cümle oldu. Teşekkürler... Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. sabah sabah ne iyi geldi :)

    YanıtlaSil
  3. çok beğendim, çok güzeldi...

    YanıtlaSil
  4. Ah kalbe dokunan kelimeler…

    YanıtlaSil
  5. "Sen neredeyse tamam bir güzellikle gönderilmişsin, sana ne katabilirim, en fazla bozmamak için korumaya çalışabililirim

    :_(

    YanıtlaSil
  6. Yine muhtesem satirlar

    YanıtlaSil

Eski Kitap, Yeni Kitap

Blogdaki yazılardan 2014 yılına kadar olanların toplandığı bir kitabım vardı biliyorsunuz. Bu kitabın yayıneviyle sözleşmesi çoktan bitti. B...