Hikayesi
Anne Café nedir?
Anne Café bir buluşma yeri. Anneliği yazmak için
açılan bu yer kime nasipse o hoş geldi. Öyle olunca hikayeler, yaslar,
kutlamalar ve çayların geldiği memleketler değişti. İhtiyaç neyse o gün o yazıldı,
o ikram edildi.
Burada en çok çay demlenir. Bir tepside dağıtılır. Küçükken
gittiğim bir dergâhta bir Nagehan ablamız vardı. Her bir bardağa bir sahabenin
adını gizlice verir ve herkes çayını alırken kimin hangi sahabe adını aldığını
söylerdi. Sahabenin kötüsü olur mu? Herkes kendine düşen sahabeyle mutlu
ayrılırdı dergâhtan. O sahabenin huyuyla, kaderiyle benzerliğini bulmaya
çalışarak. Elbette bu akıllıca oyunda herkes kazanırdı. Arayan, kötü bir şey
bulamasın diye tasarlanmıştı. Arayan, kendindeki iyilik tohumunu bulsun,
bulamadığında ise umutsuzluğa kapılmayıp, bu sahabe bana denk geldiyse muhakkak
hikmetli bir benzerliğimiz olmalı diyerek meraklı bir mutluluk duysun diye. Anne
Café çoğunlukla iyilikten, cesaretten, umuttan, teslimiyetten ve emekten güç
alan bir yer. En çok bahsettiğimiz ve beslediğimiz tohum büyüsün niyetiyle…
Burada çaylar dağılırken herkes bir bardakta kendine bir
ninni, kalpten bir dua, bir teşekkür, bir fikir alır. Dilerse o tepsiye bir anısını,
niyetini, sözünü, sessizliğini, duasını bırakır. Ağladığı da olur veya
gülümseyerek ayrılır. Ağlayan yalnız gitmez. Burası en çok “yalnız olmadığını
hissetme” yeri olarak anılır.
Burası Anne Café ama buraya anne olmayan pek çok kişinin yolu
düşüyor çünkü görülen o ki yeryüzünde rastlanan başka başka annelik türleri
var. Bize inanan, güvenen, unuttuğumuzu hatırlatan, dünyaya dualar ve özel
zırhlarla yollayan dostlarımızın, öğretmenlerimizin, ayak bastığımız ve kucağında
güvende hissettiğimiz yeryüzünün anneliği… Merhametin, şifanın, kucaklayışın ve
inancın ve Allah’ın kalbimize yazdığı iyiliklerin, Peygamberin güler yüzünün
anneliği. Annelik bir çocuğa ama bir de kendine. Kendine annelik etmenin kendine
merhamet duymanın ne çok yolu var… Bir yarayı sarmak, bir ağacı dinlemek,
toprağa çıplak ayakla basmak, öğrenmek, bir kabuğu soymak, bir kapıyı çalmak,
bir işe koyulmak, koşmak, durulmak, nefes alamadığında bir pencere açmak, kendine
bir şarkı, bir dua, bir kitap, bir dost, bir yol, bir defter, bir şal, bir
kundak, bir oyuncak, bir çocukluk fotoğrafı, bir doğum günü, bir sohbet, bir
bardak çay, bir iz armağan etmek…
Hepiniz her gün yeniden hoş geldiniz. Umarım çayınız tam da ihtiyacınız olan şekilde, ihtiyacınız olan isim eşliğinde ikram edilir.
Yorumlar
Yorum Gönder