dame paz y dame guerra*

Buraya nasıl geldiğini bilmeyen adam buradan çıkamaz diyor Maya Angelou. Ben çok istedim belki,  bunda bir sakınca da yoktu aslında bir yere kadar. Belki istememekteydi sır, belki sınırlardaydı bilmiyorum.

Ağaçlara bakmayı severim. Ağaçlardan bahsettikçe onları kendime çağırırım. Ağzımda yanık bir tat var, içim, ciğerlerim, midemden keskin yanık bir his geçiyor. Ağaçlar her şeydir. Çamur ve kurumuş yapraklar üzerinde yuvarlanamayacağım bir dünya düşünemem. İstediğim kadar düşünemeyeyim, insan her şeye var, insan her şeye alışır, insan karşı olduğunun yanında bile durabilir gün gelir. İnsana güven olmaz, ağaca da, yazıya da ama bir şeye güven olur. Her şeyin bitip başlayacağına. İyi günler gelecek ve kötü günler. Bu hiç şaşmaz. Mesela buralar önceden denizmiş. Mesela milyon yıllık deniz kestaneleri topluyorsun bugün dağlardan.

İnsanın halısı uçar ve bu yalnızca inanarak olur. Öyleyse neden bırakır ki insan inandığını? Toprakları kapatılmış Kızılderililer gibi çadırımın önünde oturup duman üflüyor ve uzaklara bakarak vazgeçiyordum sanki. Çünkü ancak böyle tahammül edilir demiş olabilirim, "biz savaşçı bir ırk değiliz."

Yıldızlara bakıp sayıklıyordum. Uyuşmamam ve uyumamam gerekiyordu ama çok yoruldum ve nasıl canlanırım unutmuştum ve hiç halim kalmamıştı. Ayaklarımı yere vurarak ellerimi silkeleyerek miydi? Soğuk suyun altında biraz durmak mıydı?  Okumak, diller öğrenmek ve yazmak mıydı, olmuyordu veya göz kapaklarıma küçük mandallar takmak?

 Herkes bir müzisyen işte. Uyanık ve beraber çalmayı özledim. Sesimizi duyamazsak iyi çalamayız biz birbirimizin monitörüyüz birbirimizin tırnakları birbirimizin dişleriyiz. 

Evet direnmek de yaşama dahil. Kendi dünyasına dişini geçirmek de yaşama dahil ve daha azı gibi görüneni alıp çekilmek de, burası bana ait demek de yaşama dahil. belki de bir şeyler yerine başka bir nimete talip olmak gerekiyordu belki buraya oradan geldim. bilmiyorum bilmiyorum gerçekten bunu ancak milyon yıl sonra bilebilirim ama içimden durup durup tekrar direnmek geliyor şimdi -kaybetme eşiklerini aştım. Düşüp düşüp tekrar doğrulmak geliyor.

*bana barış ver, bana savaş ver

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eski Kitap, Yeni Kitap

Blogdaki yazılardan 2014 yılına kadar olanların toplandığı bir kitabım vardı biliyorsunuz. Bu kitabın yayıneviyle sözleşmesi çoktan bitti. B...