unutursam fısılda




Şimdi hastalığınızın bir ismi var diyelim. Şeylere böyle isimler vermek güzel değil mi, tanıştığınıza sevineceksiniz belki. Sözcüklerle ifade edebildiğiniz bir şeyden bir dünya kurabilirsiniz ve bu sözcüksüz kalmaktan daha iyi gelir bana.

Şimdi hastalığınıza bir isim verelim. Mesela ODD. Kiminle savaştığınızı bilin diye yapalım bunu. Omurganızdan aşağı atalarınızı dizelim, onların da isimleri var; birik birik duygularınızı, onların da isimleri var. Onları yalnızca bir mıknatıs yardımıyla temizleyebileceğinizi henüz bilmiyorsunuz, bileceksiniz.

Şimdi hastalığınızın  bir ismi var. Bir şeye isim vermenin ne kadar güzel olabileceğini ancak bilmediği bir hastalıkla mücadele edenler bilir. Hatta o isim veremediği şeyin aslında bir hastalık olduğundan bile haberi olmadığından, mücadele edilecek bir şey olduğunu bilmeyenler.

Şimdi işte, sizin bu hastalığınızda diyelim ki yeni bir teknoloji var ona karşı sizin yanınızda olacak. Araştıracaksınız elbette, buna bayılıyorsunuz. Yeni beceriler edineceksiniz şimdi. Hiç ama hiç bilmediğiniz bilgiler öğreneceksiniz.  Bu beyninizi ağrıtacak, yoğun, çok, sizin beyniniz o kadar geniş değil ki. Kalbinizle de yapmanız gerekenler olacak, orada da çok iş var. Her şey her yaşta öğrenilebiliyor bunu tecrübe edeceksiniz. Adsız sansız ucube derdinizin artık bir varlığı, bir vücudu, bir nüfus cüzdanı var. Nefes alabiliyor, havuç rendeleyebiliyor, üç basamaklı sayıları kafadan çarpabiliyor. En önemlisi, bildiğinizi sandığınız ne varsa alt üst ediyor, size ve otoritelere meydan okuyor.

Ama işte, bir gün size en çok yardımı dokunacak şeyler neler oluyor. En eski şeyler, hatırladığınız en sevdiğiniz eski siz, mesela korkunca ettiğiniz ayetel kürsi. Mesela bir köpek, bir gitar, izlediğiniz ilk gün doğumu. Size ilk inanan ve sonra -yine de inanan kişiler. Aklınızda kalan bir meşenin ağaç olma, evet evet en klişe ilham veren hikayeleriniz, vay vay, neler biliyormuştunuz, unutmuşsunuz, duvarlara post it yapıştırıp aldığınız yeni yıl kararı, bunu uygulayabilmiştiniz ve pembe keçeli kalem. Bir şeyleri, birini çok seviyordunuz vazgeçmeden az önce, onlar. En basit şeyler. Üstüne neler neler öğrendiğiniz şeyler. Üstüne sevgililer sevgililer sevdiğiniz sevgili. Kendi bir yörüngeniz vardı ya, en eski arkadaşınız bilir o halinizi, sorun, sonra bunu o da söyleyecektir size, ileri gitmeyin artık geri gidin ve yaşamak umurunuzdadır* bilin.

*ismet özel

Eski Kitap, Yeni Kitap

Blogdaki yazılardan 2014 yılına kadar olanların toplandığı bir kitabım vardı biliyorsunuz. Bu kitabın yayıneviyle sözleşmesi çoktan bitti. B...